Hayal meyal bir cafe burası... Taş duvarları, küçük ahşap pencereleri, kahverengi ahşap masa ve sandalyeleriyle... Pencere önünde; kırmızı, pembe ve beyaz sardunya çiçekleri ile fesleğen saksıları... Ardında orman manzarası, çam kokulu yemyeşil bir orman... Farklı lezzetler ve hayata dair herşey var mönüde... Çam ağaçlarının kokusu, içeride nefis yemek kokularıyla karışıp sohbetimize eşlik edecek Cafe Sardunya'da... Hoşgeldiniz :)

30 Mart 2007

BİBERLİ TAVUKLU PİRİNÇ PİLAVI


Pilavı çok sevdiğimden ,sürekli farklı pirinç pilavı denemeleri yapıyorum. Biri de başarısız olsa...diyorum :) Pirinç öyle lezzetli ve uyumlu tadı olan bir besin ki ;et çeşitleriyle de ,sebze ve baharatlarla da çok ama çok yakışıyor ve her seferinde kullanılan malzemeyle bütünleşerek bambaşka bir kimlikle karşımıza çıkıveriyor. ''Hergün pilav yenmez'' diye mecazi anlamda söylenen sözün aksine ,böyle çeşitlendirilip ,renklendirildiğinde hergün pilav yiyebileceğimi düşünüyorum ben :) Ayrıca pilav gibi bol çeşidi yapılabilen bir yemeğe haksızlık oluyor efendim... Sözün içeriğiyle bağdaşmıyor. Bu sözdeki pilav kelimesini bundan böyle baklava ile değiştirmek istiyorum...bilginize sunarım :p
İşte biberli tavuklu pilavın tarifi... Biz çok beğendik :)
.
Malzemeler :
1 adet tavuk göğsü
1 adet soğan
1 diş sarımsak
2 su bardağı pirinç
1 adet kırmızı salçalık biber
5 adet yeşil biber
8 yemek kaşığı sıvıyağ
Fındık büyüklüğünde tereyağ
3 su bardağı tavuk suyu yada 1 tablet tavuksu
tuz
karabiber
Yapılışı :
Öncelikle pirinci yıkayıp 1 tatlı kaşığı tuz ile üzerine kaynar su boşaltarak ıslıyoruz. Bu şekilde 2-3 saat dinlendiriyoruz. Tavuk etini kuşbaşı doğrayıp 5 yemek kaşığı sıvıyağda pişirip kavuruyoruz. Etler suyunu çekip kavrulmaya başladığında ince rendelediğimiz soğanı ve dövülmüş sarımsağı da ilave ediyoruz. Etler hafif kızardığında suyunu süzdüğümüz pirinçleri ekleyerek etlerle beraber 3-4 dakika kavuruyoruz. Tuz ,karabiber ,tereyağ ve 3 su bardağı etsuyunu ekleyerek ocağın altını kısıp ,tencerenin kapağını kapatarak pilavı pişmeye bırakıyoruz. Küçük küçük doğradığımız biberleri kısık ateşte 3 yemek kaşığı sıvı yağda kendi suyuyla pişiryoruz. Biberler kızarmadan pişmeli. Pilavın altını kapatıp ,pişirdiğimiz biberleri pilava ekliyoruz ve yavaş yavaş karıştırıp kapağını kapatarak 15-20 dakika kadar pilavı dinlenmeye bırakıyoruz. Pilav dinlendiğinde servis yapıyoruz.


Afiyet olsun...




28 Mart 2007

KURU ERİKLİ CEVİZLİ BİSCOTTİ


Fırında kurutularak hazırlanan bu İtalyan kurabiyelerini yeğenlerim çok sevdiler... Bu yüzden sık sık yapıyorum... Gerçekten çayın yanında kıtır kıtır kıvamıyla ,çok lezzetli bir kurabiye çeşidi Biscotti. Üstelik kapalı kapta uzun süre hiç bayatlamadan saklanabiliyor. Denememiş olanlara mutlaka denemelerini öneriyorum :)

Malzemeler :
2 yumurta

3/4 su bardağı toz şeker
3 su bardağı un
3 yemek kaşığı nişasta

125 gr. tereyağı
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı tarçın
1 su bardağı iri kıyılmış ceviz
15-20 adet kuru erik

Yarım su bardağı kuru üzüm

Yapılışı :
Oda ısısındaki tereyağını şeker ve yumurta ile çırpıyoruz. Ayrı bir kapta elenmiş un ,nişasta ,kabartma tozu ,tarçın ,ceviz ,üzüm ve kuru eriklerle karıştırıyoruz. Bu karışımı yumurtalı karışıma döküp tahta kaşıkla elimize yavaş yavaş karıştırarak yumuşak bir hamur elde ediyoruz. Bu hamuru dörde bölüp yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine 3-4 cm kalınlığında 20-25 cm uzunluğunda ,elimizle rulo şekli vererek yerleştiriyoruz. Önceden ısıtılmış 200 derece fırında 30-40 dakika kadar pişirip üzeri kızarınca fırından çıkarıyoruz. Fırının ısısını 150 dereceye düşürürüp biscottileri sıcak sıcak ,bıçakla 2-2,5 cm kalınlığında dilimliyoruz. Soğuyunca sertleşiyor ve dilimlerken kırılıyor ,bilginize... Dilimleri yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine dizerek tekrar fırınlıyoruz. 10 dakika bir yüzünü ,10 dakika diğer yüzünü kızartarak kurumasını sağlayıp fırından çıkarıyoruz. Soğumalarını bekleyip servis yapıyoruz.



Afiyet olsun...


26 Mart 2007

KAYISILI KURABİYE


Geçenlerde çekmecelerimi yerleştirirken öğrencilik yıllarımda elime geçmiş olan ,yıllar önce bir gıda firmasının vermiş olduğu tarif kitabını buldum. Kitaba göz atınca gerçekten çok sevindim. Çünkü içinde uygulayabileceğim harika tarifler olduğunu farkettim. İşte ilk uygulamam... Bu ölçülerle iki fırın tepsisi leziz mi leziz kurabiyeler oluyor.

Malzemeler :
200 gr. kuru kayısı ( 30 adet )
2 su bardağı un
2 yumurta
160 gr. tereyağı
1 çay bardağı toz şeker
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
1,5 su bardağı fındık kırığı


Yapılışı :
Kuru kayısıları küçük küpler şeklinde kesiyoruz. Fındıkları iri dövüyoruz. Bir kapta un ve kabartma tozunu eleyerek karıştırıyoruz. Ayrı bir kapta yumurta ,şeker ve tereyağını mikserle çırptıktan sonra vanilyayı ilave ediyoruz. Elediğimiz un ve kabartma tozu karışımını ekledikten sonra biraz daha karıştırıp kayısı ve fındıkları da katarak kaşıkla karıştırıyoruz. Yumuşak ,yapışkan bir hamur kıvamı elde ediyoruz. Hamurdan birer yemek kaşığı alarak yağlanmış fırın tepsisine şekil vermeden diziyoruz. Önceden ısıttığımız 160 derece fırında 20 dakika kadar pişirerek fırından çıkarıp servis yapıyoruz.
.
.
Afiyet olsun...

22 Mart 2007

KALAMAR KIZARTMASI


Deniz ürünlerinden evde pişirilmesinden en çok çekinilendir kalamar... Kıvamı tutturulamazsa pişerken sertleşir ,lastik gibi olur ,keyif vermez yerken. Bu konuda yaptığım derinnn :) araştırmalarda ;kimi süte ,kimi şekere yatırmamı ,bazıları da haşlayarak pişirildiğinde daha iyi olacağını söyledi... Birkaç denemeden sonra Foça’da bir balıkçı amcadan aldığım tarifin en iyisi olduğuna karar verdim. Kalamarı artık evde bu tarifle rahatlıkla pişiriyorum ve afiyetle yiyoruz. İşte benim kalamar ve yanına hazırladığım taratorun tarifi ;
Malzemeler :
1 kg kalamar
1 tatlı kaşığı şeker
1 tatlı kaşığı toz karbonat
1 su bardağı bira
un
tuz
tarator için ;
Yarım ekmek içi
5 yemek kaşığı mayonez
1 çay fincanı yoğurt
2 diş sarımsak
maydanoz
tuz
Yapılışı :
Kalamarlarları aldığınız yere temizletirsiniz... Temizlenmiş kalamalarları yıkadıktan sonra 1 cm. kalınlığında keserek halka haline getiriyoruz. Bir kaba alıp şekeri ve karbonatı üzerlerine atıp elimizle iyice yoğuruyoruz. Bu işlemi 2-3 dakika kadar yapın.... Bu şekilde kalamarları yarım saat kadar dinlendirdikten sonra birayı ilave ederek bu şekilde buzdolabında bir gün kadar bekletiyoruz. Ertesi gün kalamarları büyükçe bir kapta hazırladığımız tuzlu suda yıkıyoruz. Muhakkak tuzlu suda yıkamak gerekiyor ,aksi halde kalamarlar sertleşir. Aslında deniz suyunda yıkamak gerekiyor ama evde temini zor olduğundan tuzlu su işe yarıyor. Yıkadığımız kalamarları tuzla karıştırdığımız una bulayarak kızgın ve bol yağda kızartıyoruz. Kızartma işleminde dikkat etmemiz gereken nokta yağın bol olması ve yağın ısısının 180-185 dereceyi geçmemesi... Orta ateşte 3 dakika kadar pişirip sonra ocağın altını açarsanız hemen kızarıyorlar. Ben ısıyı bu şekilde ayarladım. Kalamarların çiğ kalmaması için buna dikkat etmek gerekiyor. Kızaran kalamarları kağıt havlu serilmiş bir kaba kevgir ile çıkarıp fazla yağını süzdürdükten sonra servis tabağına alıyoruz. Servis mutlaka sıcak yapılmalı.
Gelelim taratorun nasıl hazırlandığına ;
Ekmek içini bir kaba ufalıyoruz. Ayrı bir kapta ezilmiş sarımsak ,mayonez ve yoğurdu karıştırıp ekmek içine ilave ediyoruz. Tuz ve ince doğradığımız maydanozları da taratora ekleyip karıştırarak kalamarların yanında limon dilimleriyle beraber servis yapıyoruz.
Afiyet olsun...

19 Mart 2007

ÇALKAMA ve PANCAR YAPRAĞI YEMEĞİ


Zeytinyağı ile pişirilen birbirinden lezzetli ot yemeklerinin ağırlıklı olduğu Ege mutfağında büyüdüğümden ,ev sahipliğini sevgili Asya’nın yaptığı ye#20 etkinliğinde yemek hazırlamak benim için hem çok kolay ,hem de çok keyifli oldu... Tariflere geçmeden önce bizleri konuk ettiği için Asya'ya teşekkürlerimi iletmek istiyorum :)

İlk tarif Ege ‘de tüm gün tarlada çalıştıktan sonra evlerine gelen köylü kadınların ,topladıkları otlarla kolayca hazırlayarak sofrasına koyduğu ,Ege köylerinde yıllardır pişirilen ÇALKAMA. Bir çeşit ot böreği diyebiliriz Çalkama için... Hem çok lezzetli ,hem de hafif ama doyurucu... Ben bu yemeği gelincik otu kullanarak hazırladım. Lezzet vermesi için biraz da ısırgan otu ekledim içerisine.
Gelincik kırlarda ve tarlalarda yetişen ,parlak kırmızı renkte çiçekleri olan otsu bir bitki. Çiçeklerinin suda kaynatılmasıyla hazırlanan gelincik şurubu ; öksürük kesici, göğüs yumuşatıcı ve hafif uyku verici özelliğe sahip. Yapraklarından ise çalkama gibi lezzetli yemekler hazırlanabiliyor. Çalkama ıspanak ,pazı ,ebegümeci gibi otlarla da hazırlanabilir. İşte tarifimiz ;

Malzemeler :
1 kg gelincik otu
2 avuç ısırgan otu
4-5 adet tazesoğan
Yarım su bardağı zeytinyağı
1 adet kurusoğan
3 su bardağı un
2,5-3 su bardağı su
Yarım limon suyu
Tuz
Karabiber


Yapılışı :
Öncelikle gelincik ve ısırgan otlarını iyice yıkayıp temizliyoruz. Doğrayıp genişçe bir kaba alıyoruz. Kuru soğanı rendeleyip ,taze soğanları ince kıyıp otlara karıştırıyoruz. Tuz ve karabiberi de ilave ederek elimizle karıştırıp soğan lezzetinin ot ile bütünleşmesi için biraz sıkıp ovuyoruz. Ayrı bir derin kapta un ,su ve limon suyunu iyice karıştırarak pürüzsüz ve tahin kıvamında bir karışım elde ediyoruz. Bu işlem için mikser kullanabilirsiniz. Karışımın kıvamı tahin kıvamında olmalı ,bardağınızın ölçüsüne göre su miktarını bu doğrultuda ayarlayın. Ben fırın tepsisinin dibine yapışabilme ihtimaline karşı yağlı kağıt serdim. Sonuç mükemmel oldu. Tepsinin dibini kaplayacak şekilde az miktarda unlu karışımdan fırın tepsisine döktükten sonra ,unlu karışımın tamamını ve zeytin yağının yarısını otlarla karıştırıyoruz. Ve hepsini fırın tepsisine döküyoruz. Son olarak kalan zeytin yağını da üzerine gezdirdikten sonra önceden 200 derecede ısıttığımız fırında üzeri kızarana dek 40-50 dakika kadar pişirip fırından çıkarıyoruz. 7-8 dakika beklettikten sonra kesip dilimleyerek ayran ya da çay ile servis yapıyoruz.


İkinci tarif turşusunu yapmak için aldığım pancarların yaprak ve saplarından pişirdiğim PANCAR YAPRAĞI YEMEĞİ. Genelde pancar kısmı alındıktan sonra atılan bu yaprak ve saplardan çok lezzetli bir yemek hazırlayabiliyoruz. Merak edenler için işte tarifi ;

Malzemeler :
1 kg. pancarın yaprak ve sapları
2 adet ortaboy kuru soğan
1 Türk kahvesi fincanı pilavlık bulgur
6 yemek kaşığı zeytinyağı
tuz
karabiber



Yapılışı :
Pancar saplarını ve yapraklarını yıkadıktan sonra ,sap kısımlarını bir kaba ,yaprak kısımlarını ayrı bir kaba doğruyoruz. 4 yemek kaşığı yağı tavaya koyup önce sapları bir çay bardağı su ilave ederek 10 dakika kadar orta ateşte pişiriyoruz. Sap kısımları yumuşadığında yaprakları ,bulguru ve ayrı bir kapta 2 yemek kaşığı yağda pembeleştirdiğimiz soğanları ekleyerek pişirmeye devam edip 1 çay bardağı daha sıcak su ilave ediyoruz. Bulgurlar piştiğinde ocaktan indirmeden tuz ve karabiber ile tadlandırıp ocaktan alıyoruz. Yemeğimiz ılınınca yoğurt ile servis yapıyoruz.


Ve daha önceden hazırlamış olduğum ot yemeklerini de bu linklerde görebilirsiniz ;

Kuru biberli ot kavurması
Tavuk etli arapsaçı yemeği
Ebegümeci yemeği
Isırgan otlu sardalya pilavı




Afiyet olsun...


16 Mart 2007

KESTANE ŞEKERİ ve KESTANELİ ÇİKOLATALI TARTLAR

Geçenlerde pazara gittiğimde aldığım yarım kilo kestane ile tarifini televizyonda izlediğim ve uzun süredir yapmak istediğim kestane şekerini yapmaya karar verdim… Bunun için önce bıçak yardımıyla kestanelerin kalın kabuklarını soydum. İnce ve tüğlü iç kabuklarını soyabilmek için kestaneleri 15 dakika kadar suda kaynattım. Bu işlemden sonra kabukları elimizle soymak daha kolay oluyor çünkü… Ancak kabuklar biraz inatçı çıkınca soyabilmek için bazı kestaneleri kırmak zorunda kaldım. Hepsini soyduktan sonra 4 su bardağı suya 2 su bardağı tozşeker ilave ederek kaynattım.


Sonra bu şerbetin içine kestaneleri de ilave ederek kısık ateşte kaynatmaya devam ettim. Kestaneler yumuşayıncaya kadar kaynatma işlemini sürdürdüm. Bu işlem yaklaşık 2,5 saat kadar sürdü. Kestaneleri ocaktan alıp bir gün boyunca tenceredeki şerbetin içerisinde beklettim. Ertesi gün yarım saat kadar daha kaynattktan sonra içine bir paket vanilya ilave ederek ocaktan alıp şerbetin içerisinden çıkardım. Kestane şekeri hazırlamak uzun süren zahmetli bir iş gerçekten… Ancak sonuca değdi
:) Benim gibi evde hazırlamayı denemek isteyenler için denenmiş tarif budur…Yine de bir dahaki sefere satın almayı daha elverişli buluyorum…

Bütün olan kestane şekerlerini ayırdıktan sonra kırık olanlarla ÇİKOLATALI KESTANELİ TART yapma fikri aklıma gelince klasik tart hamuru tarifimle tartlar hazırladım. Kestane sevenlere tavsiye ederim :)
Görüntüleri de tadları da nefis oldu çünkü ;

Malzemeler :
Tart hamuru için ;
1 yumurta
100 gr tereyağı

1/2 su bardağı tozşeker
1,5 su bardağı + 1 yemek kaşığı un
3 çorba kaşığı pirinç unu
1 paket vanilya
Yarım paket kabartma tozu
1 fiske tuz
üzerine ;
1 paket bitter çikolata ( 80 gr. )
1 Türk kahvesi fincanı krema
kırık kestane şekeri ( 1 su bardağı kadar )

Yapılışı :
Yumuşamış tereyağı ile şekeri iyice çırpıyoruz. Yumurta ,tuz ve vanilyayı ekleyip çırpmaya devam ediyoruz. Ayrı bir kapta eleyerek karıştırdığımız un ,pirinç unu ve kabartma tozunu da katarak yoğurup yumuşak fakat elimize yapışmayan bir hamur elde ediyoruz. Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yağlanmış tart kalıplarına hamuru elimizle döşüyoruz. Fırına vermeden önce her bir tartın üzerine 5-6 adet fasulye tanesi koyuyoruz. Aksi halde tartların ortası çok kabarıyor. Önceden 160 derecede ısıttığımız fırında üzerleri beyaz kalacak şekilde ,yaklaşık 20-25 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarıp ,üzerinden fasulye tanelerini alarak soğumaya bırakıyoruz.

Çikolatayı bir kapta benmari usulü erittikten sonra içine kremayı da ekleyerek iyice karıştırıyoruz. Soğuttuğumuz tartların içerisine çikolatalı karışımı özenle paylaştırarak ,üzerlerine kırık kestane şekerlerini koyuyoruz. Donması için 10-15 dakika bekleterek kahve ile servis yapıyoruz.


Afiyet olsun...




10 Mart 2007

ŞIH MUALLA ve Nar ekşisi...


Antakya ‘lı arkadaşım Ali Rıza ‘dan aldığım bir tarif... Yöresel mutfaklardan denemeler yapmaktan keyif aldığımdan ve farklı tadlar arayışında olduğumdan söz edince ,işte bu güzel yemeğin tarifini verdi bana... Hatta memleketindeki anneciğini de telefonla arayarak tarifin doğruluğunu da teyid etti :) Ağırlıklı et yemeklerinden oluşan Antakya mutfağında ana yemek önünden ikram edilen ,çok sevilen bir yemekmiş ŞIH MUALLA sevgili Ali Rıza’nın anlatımıyla... Bir Ege’li olarak benim anayemek olarak kabul edebileceğim hafif ve oldukça lezzetli bir yemek...
.
ŞIH MUALLA ‘yı pişirmek için hevesle mutfağa girdiğimde evde nar ekşisinin kalmadığını farkettim :( Önce biraz keyfim kaçtı... Fakat birden aklıma dolapta bulunan ,iki üç ay önce almış olduğum ve evde kimsenin içmek istemediği nar suyu geldi. Bir gazetede narekşisi yapımını okumuştum... Denemek için harika bir fırsattı bu...

250 ml. lik nar suyunu toprak tencereye boşaltıp ocağa koydum. Orta ateşte yaklaşık yarım saat kadar kaynattım. Kaynadıkça nar suyu buharlaşıp koyulaştı... Reçel kıvamına gelince ocaktan alıp bir kaseye boşalttım. ŞIH MUALLA’yı pişirmek için ihtiyacım olan yarım çay bardağı nar ekşisi hazırdı :)


Siz de nar ekşisini evde kendiniz hazırlayabilirsiniz.. Bunun için benim gibi hazır satılan katkısız nar sularından kullanabilirsiniz. Dilerseniz narı sıkarak elde edebileceğiniz nar suyuyla da yapabilirsiniz tabiii... Bu biraz daha zahmetli olacaktır. Dikkat etmeniz gereken temel husus kaynatırken toprak bir kap kullanmanız gerektiği...

Gelelim yemeğimizin tarifine ;

Malzemeler :
1 kg. patlıcan
1 su bardağı yeşil mercimek
7-8 adet domates
1 yemek kaşığı salça
4 adet yeşil biber
4 adet ortaboy kurusoğan
3-4 diş sarımsak
1 çay bardağı zeytinyağı
Yarım çay bardağı nar ekşisi
kuru nane
karabiber
tuz
üzerine ;
maydanoz









Yapılışı :
Patlıcanların baş kısımlarını kesmeden ,sadece saplarını keserek alacalı soyup boylamasına 3 dilime ayırıyoruz. Sonra bu dilmleri ortadan ikiye kesiyoruz. Tüm patlıcanları bu şekilde doğradıktan sonra 1 saat kadar tuzlu suda bekletiyoruz. Mercimeği haşlayıp suyunu süzerek derin bir kaba alıyoruz. Soğanların ve domateslerin kabuklarını soyup yemeklik doğruyoruz ,biberlerin tohum kısımlarını çıkararak ince doğruyoruz ,sarımsağı dövüyoruz . Hazırladığımız malzemeleri mercimeklerle karıştırarak ,salçayı da ilave edip tuz ve karabiberle tadlandırıyoruz. Patlıcanları suyun içerisinden alarak tencerenin dibine bir sıra diziyoruz. Üzerlerine hazırladığımız karışımdan yayıp tekrar bir sıra daha patlıcan diziyoruz. Mercimekli karışımın kalanını döşeyip üzerine patlıcanları kapatıyoruz. Yemeğimizin üzerine yağ ,nar ekşisi ve 1 su bardağı sıcak su dökerek ocağa koyup orta ateşte yaklaşık 1 saat kadar pişirdikten sonra ocaktan almadan üzerine kuru nane serperek ocağın altını kapatıyoruz. Servis tabağına alıp üzerini maydanoz ile süsleyerek servis yapıyoruz.


Afiyet olsun...



Bu güzel yemeğin tarifi için Ali Rıza’ya ve sevgili annesine teşekkür ediyorum :)


09 Mart 2007

BROWNİE


Evde hazırlanmış yediğim en güzel brownie tarifi diyebilirim bu tarif için... Pakette hazır satılanların aynısı oluyor. Aynı lezzeti doğal malzemelerle ,katkısız olarak elde edebilmek süper :) Çok güzel kabarıyor ve yerken ağızda eriyor. Tarifi bir arkadaşımın annesinden almıştım. O günden beri brownieyi bu tarifle yapıyorum ;
Malzemeler :
1 su bardağı eritilmiş tereyağı
1 paket bitter çikolata ( 80 gr. )
3 yumurta
1,5 su bardağı tozşeker
1 su bardağı un
1 çorba kaşığı kakao ( doludolu )
1 fincan krema
1 çay bardağı ceviz
1 paket vanilya


Yapılışı :
Tereyağını ocakta eritip çikolatayı içine atarak hemen ocaktan alıyoruz. Yağın ısısı çikolatanın erimesi için yeterli olacaktır. Karıştırarak erimeye yardımcı olmalıyız. Ayrı bir kapta yumurta ve şekeri köpürene kadar mikserle çırpıyoruz ( 7-8 dakika ) Derin bir kaba unu eleyerek ,kakao ,vanilya ve iri kıyılmış cevizi katıp karıştırıyoruz. Bu şekilde cevizlerin pişerken dibe çökmesini engellemiş oluyoruz. Çikolatalı tereyağı soğuduğunda ,öncelikle unlu karışımı dökerek tahta kaşıkla karıştırıyoruz.
Son olarak çırptığımız yumurtaları ve kremayı da ekleyerek yine tahta kaşıkla karıştırdıktan sonra ,kek hamurunu yağlanmış kek kalıbına döküyoruz. Önceden ısıtılmış 185 derece fırında 30-40 dakika kadar pişirerek fırından alıyoruz. Pişip pişmediğini kürdan batırarak kontrol edebilirsiniz. 5-6 dakika sonra kalıptan çıkararak brownienin soğumasını bekliyoruz. Dilimleyerek kahve ya da çay ile servis yapıyoruz.



Afiyet olsun...

08 Mart 2007

Kadınlar günümüz kutlu olsun :)


KADIN

Kimi der ki kadın
uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın
yeşil bir harman yerinde
dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir.
boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran
Kimi der ki çocuk doğuran
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal
O benim kollarım bacaklarım başım
Yavrum, annem, karım, kızkardeşim
hayat arkadaşımdır.

Nazım Hikmet
.
.
.
Fazla söze gerek yok :) Nazım' ın anlattığı gibi ,ne çok şeyiz değil mi..? Kadın olmak zor ama bir o kadar da güzel...


07 Mart 2007

SARDALYALI YAPRAK SARMA


3-4 yıl önce bir balık restoranında yiyip de ,tadı damağımda kalan ,unutmadığım bir meze tarifi... Haftasonu ana yemek olarak fırında pişirdiğim somon öncesinde arasıcak olarak hazırladım bu tarifi. Somonu alırken az miktarda sardalya da almıştım bu sarmaları hazırlamak için... Benim poşetime 25 adet balık denk gelmiş... Adedi dilediğiniz gibi arttırıp azaltabilirsiniz. Asma yaprağı ve sardalyanın bir arada böylesine bir lezzet oluşturabileceği aklıma gelmezdi... İşte tarifimiz ;

Malzemeler: ( 5 kişilik )
25 adet küçük boy sardalya balığı
25 adet asma yaprağı
½ Türk kahvesi fincanı pirinç
1 adet taze soğan
2-3 dal maydanoz
1 ortaboy kurusoğan
Yarım limon suyu
½ çay bardağı zeytinyağı
karabiber
tuz


Yapılışı :
Öncelikle balıkları ayıklayarak kılçıklarını çıkarıp yıkıyoruz. Asma yapraklarını kaynar suda 2-3 dakika bekleterek suyunu süzüyoruz. Kurusoğanı yemeklik doğrayıp zeytinyağının tümünü ilave ederek bir kapta kavurduktan sonra ,pirinci ,doğranmış tazesoğan ve maydanozu ,limon suyunu ,tuz ve karabiberi de ekleyip iç malzememizi hazırlıyoruz.



















Yaprak içine fotoğraftaki gibi önce balığı ,balığın içine az miktarda pirinci koyup sarıyoruz. Dibine asma yaprağı serdiğimiz bir tencereye dizdikten sonra üzerini kapatacak kadar su doldurup kısık ateşte yarım saat kadar pişiriyoruz. Dilerseniz sardığınız yaprakların üzerine de pişirmeden önce 1-2 yemek kaşığı kadar zeytinyağı ilave edebilirsiniz. Sarmalar bu şekilde daha parlak olacaktır. Pişen sarmaları sıcak sıcak servis yapıyoruz.



Afiyet olsun...

05 Mart 2007

İrem ,Mişka Bebek ,FESLEĞEN SOSLU MANTARLI KREP BÖREĞİ ve Keyifli Bir Haftasonu...


Cumartesi akşamı 10 yaşındaki yeğenim İrem’le akşam televizyondaki 2001 yılı yapımı ‘Don’t Say a Word’ ( Sakın Konuşma ) isimli filmi izledik. Ben filmi gösterimdeyken sinemada izlemiştim. Gizemli bir konusu ,sürükleyici ,gerilimli bir akışı var filmin. Üzerine Michael Douglas’ın oyunculuğu da eklenince... Daha iyi bir alternatif olmadığından ve konuyu tam olarak anımsayamadığımdan filmi bende tekrar izlemeye karar verdim. Birlikte keyifle filmi izledik.
Filmde İrem en çok ,filmin kahramanlarından fotoğrafta gördüğünüz Elisabeth ‘in
elindeki ,filmin akışında önem taşıyan bez bebek Mişka’ dan etkilenmiş olmalı ki ,Pazar günü kendine bez bebek yapmaya karar verdi :) Ancak hayalindeki bebek ile kendi imalatıyla ortaya çıkacak bebek arasında düş kırıklığı yaşayabileceğini düşünerek teyzesi olarak İrem’ciğime bez bebeğini ben yaptım. İrem de bana yardım etti...
İşte İrem’in yeni uyku arkadaşı Mişka... Bizim bebeğimiz esmer güzeli oldu :)
Evdeki beyaz bir bez parçası ,eskimiş tişörtüm ,kullanılmayan bir yastığın içinden çıkan silikon pamuk ve artık iplerden kullanarak yaptığım bebeği yeğenim çok beğendi. Üstelik bebek bana benzeyince bebeğin adını Mişka Nilay koydu :)

Ve Pazar günü öğle yemeği olarak hazırladığım FESLEĞEN SOSLU MANTARLI KREP BÖREĞİ...
Bu nefis börekleri hazırlarken yeğenim İrem yine yardımcımdı :) Çok hafif fakat yoğun lezzetli bir Akdeniz esintisi diyebilirim bu tarif için. Biz çok sevdik...


Malzemeler :
Krep için ;
2 su bardağı un
1 su bardağı süt
1 su bardağı su
1 yumurta
1 çay kaşığı toz maya
Yarım çay kaşığı karbonat
1 yemek kaşığı tereyağı
1 tutam tuz
Yarım çay bardağı sıvı yağ
içi için ;
750 gr mantar
100-150 gr kaşar peyniri
1 fincan krema
2 yemek kaşığı sıvıyağ
tuz karabiber
sos için ;
5-6 adet domates
1 diş sarımsak
1 yemek kaşığı zeytinyağı
yarım çay kaşığı kuru fesleğen
tuz
karabiber


Yapılışı :
Mantarları tavla zarı şeklinde doğrayarak sıvıyağ ile tavada kavuruyoruz. Soğuttuktan sonra rendelenmiş kaşar peyniri ,krema ,tuz ve karabiber ilave ederek iç malzemeyi hazırlıyoruz.
Sos için ;domateslerin kabuklarını soyduktan sonra yemeklik doğruyoruz. Ezilmiş sarımsağı sıvı yağda çevirip domatesi ilave ederek pişiriyoruz. Tuz karabiber ve fesleğeni de kattıktan sonra hemen ocaktan alıyoruz. Sosumuz hazır ,ancak böreğimizi hazırlama sürecinde sos soğuyacağından kreplerin üzerine dökerken sosu tekrar ısıtmayı ihmal etmeyin. Sos sıcak servis yapılmalı...
Krepler için yumuşatılmış tereyağı ve yumurtayı mikserle iyice çırparak ,sütü ve suyu ilave ediyoruz. Ardından mayayı ve tuzu ekliyoruz. Elenmiş ve karbonatla kırıştırılmış unu da katıp iyice karıştırıyoruz. Teflon tavaya bir tatlı kaşığı sıvıyağı döküp tavayı kızdırdıktan sonra ,bir kepçenin ¾ ünü krep hamuruyla doldurup özenle tavaya döküyoruz. Her iki tarafını da kızarttıktan sonra tüm hamur bitecek şekilde krepleri pişiriyoruz. Benim tavam ve kepçemle 12 adet krep oldu... Krep sayısı kreplerini kalınlığına ve tavanın büyüklüğüne göre değişkenlik gösterebilir.
Krepleri teker teker içlerine hazırladığımız mantarlı içten koyarak rulo şeklinde sıkı sıkı sarıyoruz. Fırın tepsisine sıralayarak önceden 200 derecede ısıtılmış fırında peynirler eriyene kadar 7-8 dakika tutup çıkarıyoruz.
Börekleri verev şekilde keserek sıcak sıcak servis tabağına alıp üzerine hazırladığımız sostan gezdirerek servis yapıyoruz.


Afiyet olsun...

03 Mart 2007

KURU MEYVELİ HAVUÇLU KEK


Pişerken eve yayılan kokusundan bile belliydi nefis bir kek olacağı... Yumuşacık ,havucun nefis bir renk verdiği ,bol kuru meyveli ve baharatlı bir keke kim hayır diyebilir ki :) Tavsiye ediyorumm...

Malzemeler :
2 yumurta
½ su bardağı sıvıyağ
½ su bardağı süt
1 su bardağı tozşeker
½ su bardağı pirinç unu
2 su bardağı un
1 paket kabartma tozu
1 su bardağı ince rendelenmiş havuç
1 tatlı kaşığı tarçın
½ tatlı kaşığı zencefil
10 adet kuru erik
10 adet kuru kayısı
½ su bardağı iri kıyılmış ceviz
1 Türk kahvesi fincanı kuru üzüm



Yapılışı :
Yumurta ve şekeri mikserle 8-10 daika kadar çırpıyoruz. Yağı ve sütü ekledikten sonra 3 dakika daha çırpıyoruz. Kuru erikleri bıçakla çekirdeklerinden ayıklayarak 3-4 parçaya ayırıyoruz. Kayısıları ince ince kıyıyoruz. Ayrı bir kapta un ,pirinç unu ,kabartma tozu ,tarçın ,zencefil ,kayısı ,erik ve üzümleri iyice karıyoruz. Bu karışımı yavaş yavaş kekimize ilave ederek tahta kaşıkla karıştırıyoruz. Kek kalıbını yağlı kağıtla kaplamanızı öneririm. Çünkü yağlanmış kek kalıbında kuru meyveler dibe yapışabiliyorlar. Yağlı kağıtla kaplanmış kek kalıbına kek hamurunu döktükten sonra ,önceden ısıttığımız 175-180 derece fırında yaklaşık 1 saat kadar üzeri kızarana dek kekimizi pişiriyoruz. Özellikle ilk 20 dakika sakın fırının kapağını açmayın... Bir kürdan batırarak kekin pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz. Pişen keki fırından çıkarıp minimum yarım saat kadar soğuttuktan sonra dilimleyip çay ya da kahve ile servis yapıyoruz.

Afiyet olsun...



01 Mart 2007

CAM ŞEKERLİ KURABİYELER


Daha önce birçok blogda yapılmış olan cam şekerli kurabiyelerden sık sık yapıyorum bende... Bu kez fotoğraf alıp paylaşmak istedim... Bu kurabiyeyi birkaç değişik hamur tarifi ile denedim önceleri... Cam şekere en güzel yakışan hamurun bu tarif olduğuna karar verdiğimden bu yana ,bu şekilde yapıyorum... Denemeyenler için tarif burada ;

Malzemeler :
125 gr. tereyağı
1,5 Türk kahvesi fincanı tozşeker
1 paket vanilya
1 su bardağı + 1 dolu yemek kaşığı un
20 adet küçük ,renkli cam şeker

pişirmek için yağlı kağıt


Malzemeler :
Oda sıcaklığındaki tereyağı ve şekeri iyice çırpıyoruz. Elenmiş un ve vanilyayı ilave ederek yoğurup elimize yapışmayan orta sertlikte bir hamur elde ediyoruz. Hamuru buzdolabında yarım saat kadar dinlendirdikten sonra merdane ve biraz un yardımıyla yarım cm. kalınlığında açarak var ise şekilli kurabiye kalıplarıyla ,yok ise bir çaybardağının ağız kısmıyla kesiyoruz. Kestiğimiz hamurların ortalarına küçük bir şişe kapağı yada var ise daha küçük bir kalıp ile keserek pencereler açıyoruz. Yağlı kağıt serdiğimiz fırın tepsisine kestiğimiz hamurları ikişer cm. aralıklarla diziyoruz. Gelen birkaç soru üzerine kullandığım cam şekerlerin fotoğrafını da ekledim... Bakkalda ,marketlerde satılan bildiğiniz ,çocukluğunuzdan beri yediğiniz ,misafirlere ikram edilen ,şeffaf ,sert şekerlerden kullanıyoruz. Cam şekerleri renklerine göre ayırarak iri iri kırıyoruz. Metal havan bu iş için çok ideal... Kestiğimiz hamurların ortalarına açtığımız pencerelere ,kırdığımız şekerlerden farklı renklerde ve pencerenin dışına taşmayacak şekilde ikişer üçer parça yerleştiriyoruz. Tüm kurabiyeler için aynı işlemi uyguladıktan sonra önceden ısıttığımız 180 derece fırında yaklaşık 15-20 dakika kadar üzerleri kızarmayacak şekilde pişiriyoruz. Kurabiyeyi ucundan tutup kaldırmak ister gibi yaptığınızda hamur kısım rahatlıkla yağlı kağıttan ayrılıyor ise kurabiyeler pişmiş demektir. Pişen kurabiyeleri fırından çıkarıp eriyen şekerlerin donup sertleşmesi için 5-6 dakika fırın tepsisinde bekleterek tepsiden çıkarıyoruz. En az yarım saat kadar dinlendirdikten sonra çay ya da kahve ile servis yapıyoruz.



Afiyet olsun...