Hayal meyal bir cafe burası... Taş duvarları, küçük ahşap pencereleri, kahverengi ahşap masa ve sandalyeleriyle... Pencere önünde; kırmızı, pembe ve beyaz sardunya çiçekleri ile fesleğen saksıları... Ardında orman manzarası, çam kokulu yemyeşil bir orman... Farklı lezzetler ve hayata dair herşey var mönüde... Çam ağaçlarının kokusu, içeride nefis yemek kokularıyla karışıp sohbetimize eşlik edecek Cafe Sardunya'da... Hoşgeldiniz :)

25 Ocak 2009

Ye#41 Portakallı Tarifler ve PORTAKALLI KREP TATLISI

.
IMG_1959

IMG_1952

Bu ayki ye#41 Portakallı Tarifler konulu etkinliğimizin ev sahipliğini Portakal Ağacı sayfasında sevgili Hatice yapıyor. Bende özellikle tatlılarda kullanmayı çok sevdiğim portakal ile Portakallı Krep Tatlısı hazırladım. Bu etkinlikte ,özellikle kabuğundaki mis kokulu aroması ;kurabiyelere ,pastalara ,tatlılara ,çikolataya çok yakışan portakal ile harika lezzetler çıkacağına eminim yine... Evsahipliği için Hatice'ye teşekkürlerimi iletmek istiyorum :)

Malzemeler :
1 yumurta
1/2 su bardağı portakal suyu
3/4 portakalın rendelenmiş kabuğu
1/2 su bardağı havuç suyu
6 yemek kaşığı pudra şekeri
1 + 1/2 su bardağı kek un
1/2 paket vanilya
içine ;
300 gr labne peyniri
8 yemek kaşığı pudra şekeri
damla çikolata
üzerine ;
80 gr bitter çikolata
1/2 çay fincanı krema
pişirmek için ;
1 yemek kaşığı tereyağı

Yapılışı :
Derin bir kapta yumurta ve şekeri mikser yardımıyla çırpalım. Portakal suyu ,havuç suyu ve portakal kabuğunu ilave edip karıştıralım. Kek un ve vanilyayıda ekleyelim. Krep hamurumuz hazır.

Teflon tavayı ocağa koyalım. Fındık büyüklüğünde tereyağı ile tavanın her yerini yağlayalım. Krep hamurundan bir kepçe alarak tavaya dökelim. Tavanın dibinin tümüne yayılmasını sağladıktan sonra ters yüz ederek fazla kızartmadan kreplerimizi pişirelim. Bu ölçülerle benim tavamda 4 adet krep oldu.
Bir kapta labne peyniri ve pudra şekerini karıştıralım. Kreplerin her iki yanından biraz kestikten sonra ,hazırladığımız kremayı kreplerin içerisine sürelim. Üzerlerine damla çikolata serptikten sonra ,rulo şeklinde saralım. Bir tepsiye koyup üzerini streç filmle örtelim ve yarım saat kadar buzdolabında bekletelim.
Bu sırada çikolatayı benmari usulü eriterek krema ile karıştırıp çikolata sosunu hazırlayalım.
Dolaptan çıkardığımız rulo krepleri verev bir şekilde bıçakla 3 er cm. kalınlıkta dilimleyelim. Üzerlerine çikolata sos gezdirdikten sonra servis yapalım.

IMG_1960

Afiyet olsun...

.

20 Ocak 2009

Veee... Mükemmel TİRAMİSU

.
IMG_1655
IMG_1444

Bence tabiiii... Yani bence mükemmel :) Reklam olmasın diye ismini belirtmediğim bir İtalyan restoranı var İzmir’de. Tadabildiklerimin içerisinde ,Türk damak tadına uygun ,en güzel tiramisuyu sunduğunu düşünüyorum... Çünkü herhangi başka bir yerde ne zaman bu tatlıyı yesem ,oradaki tadı aradığımdan ,hüsrana uğrayıp istediğime pişman oluyorum. Türk damak tadına uygun derken ; aslında orjinal tarifte çiğ yumurta bulunduğundan ,bu lezzete yakın ,fakat pişirilerek yapılan türünden söz ediyorum. Ziraa çiğ yumurta fikri beni rahatsız ediyor yerken :/ Alsancak’ta bulunduğumuzda sırf tiramisu-kahve için bile gittiğimiz oluyor oraya... Bir iki denemeden sonra ,güvendiğim damak tadım ,el becerisi ve mutfak aşkımla bence 'mükemmel tiramisu'nun aynısını yapabilmeyi başarmıştım. Tabiii bu güne kadar ölçülerim de göz kararıydı. Bunca mutfak deneyiminden sonra ölçüsüz de kıvam tutturmak mümkün olabiliyor. ‘Ustalık işte’ diyerek havalara girermişim :)
Neyse ;kızkardeşim evlenipte mutfak maceralarına başlayınca ,hazırlaması kolay ama lezzetli ve sunumu şık bir tatlı olduğ
undan son dönemde pek bir sık hazırlar oldu bu tatlıyı... Lezzet gurusu bir abla olarak bana da tattırıp fikrimi soruyor tabiii sürekli :) Baktım bu böyle olmayacak ,bol kekli ,az ve sert kremalı ,kuru ,daha çok kremalı kek ya da pastaya benzeyen bir takım tatlılar çıkıyor karşıma ,dedim bir abla olarak üzerime düşen görevi yaparak mükemmel tiramisuyu bir formüle dökmeliyim kardeşim içinnnn... Bu tatlıyı son hazırladığımda özellikle ölçü kullanarak hazırladım ve not aldım ölçülerimi... Hazırlaması çok basit bir tatlı deyip geçmeyin. Pek çok tarif var tiramisu için farklı kaynaklarda. Genelde malzemeleri aynı... İşte burada uyguma biçimi ve ölçüsü önem kazanıyor. Daha yoğun ve kıvamlı bir krema eşliğinde ,keki ince ,ıslak ve ağızda bütünleşen bir lezzet oluşturan tatlı benim 'mükemmel tiramisu'm. Dilerseniz hazırlarken keki ıslattığınız kahveye 1 yemek kaşığı acıbadem likörü de ilave edebilirsiniz. Bu tarifimi kardeşim Tülay ’a armağan etmek istiyorum ,tüm tiramisu sevenlerde nasiplensin bakalım :)

Malzemeler :
2 yumurta sarısı
4 yemek kaşığı (dolu dolu) un
2 su bardağı süt
1.5 su bardağı toz şeker
½ paket vanilya
1 paket labne peyniri
1 hazır pasta tabanı ( kakaolu )
¾ su bardağı nescafe ( 2 tatlı kaşığı nescafe ile şekersiz hazırlanmış)
üzerine ;
kakao

Yapılışı :
Derin bir kapta yumurta sarısı ve şekeri mikserle çırpalım. Ardından süt ,un ve vanilyayı ekleyerek mikserle çırpmaya devam edelim. Pürüzsüz bir kıvam elde edinci karışımı bir tencereye alalım. Sürekli karıştırarak pişirelim. Kıvamı çok koyu bir muhallebi olacak ,oldukça hızlı karıştırıp dibinin tutmamasını sağlayalım. Pişen çok koyu kıvamlı muhallebiyi ocaktan alıp soğutalım. Labne peynirinin suyunu iyice süzelim. Labne peynirini soğuttuğumuz muhallebiye ekleyarak mikserle çırparak karıştıralım. Kremamız hazır.

.
Hazır pasta tabanınız iki katlıysa her iki katı inceltiyoruz öncelikle ,yani püf noktası kekin tatlının içinde kalın olmaması. Yani herbir katın kalınlığından 1/3 ünü kesip çıkarıyoruz ,bu kısmı kullanmayacağız. Diğer katıda aynı şekilde inceltiyoruz. Kekin ilk katını önceden hazırladığımız kahveyle iyice ıslatalım. Üzerine kremanın yarısına yakın bir kısmını dökerek spatula yardımıyla iyice yayalım. Üzerine diğer keki koyup kalan krema ile tatlının üzerini ve yanlarını kaplayalım. Buzdolabında minimum 6-7 saat beklettikten sonra servis yapacağımız zaman üzerine bol miktarda çay süzgüsü ile bol miktarda toz kakao serpelim. Dilimleyip kahvenin yanında servis yapalım.

IMG_1651
.
Afiyet olsun...


.


..

17 Ocak 2009

BİTKİ ÇAYLARINA DİKKAT !

.
.
Kış mevsiminin gelişiyle genelde evlerde geçen uzun kış gecelerinde ,gündüzleri ofislerde çalışma aralarında ,sıcak birşeyler tüketme ihtiyacı artış göstermekte...
Bu doğrultuda özellikle sağlığına düşkün olanlar bitki çaylarına yönelmekteler. Farklı bitkilerle hazırlanan bu içeceklerin herbirinin ,vücudumuza birçok fayda sağladığı herkes tarafından bilinmektedir.
Geçenlerde yüksek tansiyon problemi olduğunu bildiğim ve sürekli ilaç kullanan bir arkadaşımla telefonda görüşüyordum. Çay kahve içmek yerine daha sağlıklı olarak nitelendirdiği adaçayı bitkisinden hazırladığı çaydan günde 6-7 fincan tükettiğini dile getirince ,sağlıklı beslenme konusunda sürekli birşeyler okuduğumdan ,günde 2-3 fincandan fazla tüketilen adaçayının kanbasıncını ve tansiyonu yükseltici etkisinden söz ettim kendisine. Epeydir ilaç kullanmasına rağmen ,yaptığı ölçümlerde tansiyonunun yüksek çıkma sebebinin bu olabileceğini düşündük sonra… Şu an adaçayı içmeye ara verdi biraz ve durumu gözlemliyor.
.
Bu diyalog üzerine bende biraz araştırma yaparak ,araştırdıklarımı paylaşmayı düşündüm;
Genelde sürekli yararlarından söz edilen ve aslında bilinçsizce tüketilen bu şifalı çayları bir ilaç gibi düşünüp ,doz aşımında vücudumuza zararları olabilceğini göz ardı etmemeliyiz. Kontrolsüz olarak uzun süre ve yüksek miktarda tüketilen bu çaylar karaciğeri yıpratarak, enzimlerinin yükselmesine , kişinin bazı kan değerlerinde değişimlere ,hatta kronik rahatsızlığı olan veya sürekli ilaç kullanan kişilerde tedavinin olumsuz yönde etkilenmesine sebep olabiliyormuş. Yaptığım araştırma sonucu uzmanların günde maksimum 3 fincan içilmesini uygun gördüğü bitki çaylarının doz aşımında ne gibi etkileri olabileceğine bir göz atalım isterseniz ;

.
ADAÇAYI : Dozaşımında adaçayı bazı bünyelerde kan basıncını yükseltici etkiye sahip olduğu için tansiyonun yükselmesine sebep olabiliyor, rahim kaslarını uyardığı için, gebelik sürecinde kullanılması önerilmiyor ayrıca annelerin süt üretimini durdurabiliyor.

.
BİBERİYE :Dozaşımında biberiye çayı kan basıncını hafifçe yükseltebilir. Gebelik sürecinde kullanılması önerilmiyor.







SİNAMEKİ :Sürekli olarak 2 haftadan fazla kullanıldığında vücuttaki potasyum azalabiliyor, potasyumun azalması kalp kaslarına olumsuz etki edebiliyor.

.
.
MELİSA : Melisa, tansiyon düşürücü bir etkiye sahip olduğundan doz aşımında tasiyonu düşük seyreden kişilere tavsiye edilmiyor. Ayrıca uyku verici özelliğinden ötürü sabah saatlerinde tüketilmesi önerilmiyor.


ZENCEFİL : Doz aşımında sürekli olarak tüketildiğinde tansiyonu yükseltici etkisi olabiliyor.









REZENE:Doz aşımında karın kaslarında gerilme yapabiliyor ve özellikle regl zamanlarında kullanmak fazla kanamalara sebebiyet verebiliyor..Hamilelere önerilmiyor.









TARÇIN:Doz aşımında tansiyonu yükseltici etkisi olabiliyor.









MEYAN KÖKÜ : Doz aşımında böbrek üstü bezlerini uyararak tansiyonun yükselmesine neden olabileceğinden yüksek tansiyonu olanlara önerilmiyor.









KEKİK : Doz aşımında karaciğeri rahatsız edebiliyor ,mide salgıları arttırıcı etkisi nedeniyle ülser ve gastiriti olanlara olumsuz etki yapabiliyor. Ayrıca hamilelere ve guatr olanlara önerilmiyor.











NANE : Doz aşımında gastritli ve ülserli hastaları olumsuz etkileyebiliyor..Fazlası bulantı yapabiliyor.









MERCAN KÖŞK: Doz aşımında kan basıncını yükseltici etkisi nedeniyle, yüksek tansiyondan şikayeti olanlara ve ayrıca gebelere önerilmiyor.









SARI KANTARON : Hafif depresyon tedavisinde tavsiye edilen ve rahatlatıcı özelliği olan sarı kantaron özellikle antidepresanlarla etkileşime girebiliyor ve birarada kullanılması önerilmiyor.







PAPATYA : Doz aşımında alerjik bünyelerde cilt döküntüsü yapabiliyor.Ayrıca bazı papatya cinsleri zehirli olabildiğinden güvenilir yerlerden almak önem taşıyor.







KUŞBURNU : Bitki çaylarının en masumu... Zararına rastlayamadım.
.
.
.
Bunların dışında asıl en yaygın ve toplumumuzda en çok tüketilen çay ve kahve ile ilgili birşeyler yazmamak eksik olur...



SİYAH ÇAY : 1 bardak çay 50 mg kafein içeriyor. Uzmanlar günde 200-225 mg’dan
fazla kafein tüketimi önermiyorlar. Yani günde maksimum 2-3 fincan içmemiz önerilen çayın yararları içerdiği kafein nedeniyle bir hayli fazla...
Ama doz aşımında içilen çayın çarpıntı, göğüs anjini, sinir bozukluğu, baş ağrısı, sıkıntı, mide bulantısı, el titremesi ve uykusuzluğa neden olabileceği belirtiliyor.Şişmanlar, kalp, sinir, mide ve karaciğer hastaları, romatizması olanlar , böbreklerinde kum veya taş olanlar, yüksek tansiyondan yakınanların mümkün olduğu kadar az çay içmeleri öneriliyor. Ayrıca yemekten hemen sonra içilen çay, demir içeren besin tüketildiyse, yemekle birlikte alınan Demir mineralinin vücut tarafından kullanımını sınırlıyor. Çünkü çayda bulunan ‘tanen’, demir’le bağlanarak demir emilimini azaltıcı etki gösteriyor. Demir eksikliğinde anemi dediğimiz kansızlık hastalığı oluşabiliyor. Özellikle de eğer vejeteryansanız, demir içeren yiyeceklerle birlikte kesinlikle çay içmemeniz öneriliyor. Çayı yemekten en az 1 saat sonra tüketmemiz bu durumu ortadan kaldırıyor.
.
.
KAHVE : Uzmanlar günde 200-225 mg’dan fazla kafein tüketimi önermemekteler. Bir fincan Türk kahvesi 60 mg , bir fincan filtre kahve 150-200 mg , Espresso 100 mg kafein içermekte. Doz aşımında kahve içerdiği kafein nedeniyle , kalbi daha hızlı çarpmaya zorluyor ve tansiyonun yükselmesinde neden olabiliyor ,uykusuzluğa yol açabiliyor. Ayrıca düşük riskini arttırdığından hamilelere önerilmiyor.
.
Makul dozlarda tüketildiğinde içimizi ısıtan ,keyif veren ,sohbetimizi koyulaştıran ,sağlığımıza destek niteliğindeki sıcak içecekleri bilinçli tüketmekte fayda var... Ne demiş atalarımız ; azı karar çoğu zarar...

Herkese keyifli ve sağlıklı günler dilerim :)
.

Kaynak : Şifalı Bitkiler Ansiklopedisi - İnternet



03 Ocak 2009

YILBAŞI PASTAM , KURABİYELER ve Hoşgeldin 2009

.
Yılbaşı akşamı için hazırladığım Çikolatalı Vişneli ve Peynir kremalı Pasta. Akşamı evde geçirme kararı alınca ,mutfak faaliyetleri görevini ben üstlendim hemen... Özel günler için davet sofrası hazırlamak bana çok keyif veriyor çünkü :) Aslında çok şey hazırladım ama ,gecenin telaşından ve biraz da keyfinden fotoğraflamaya fırsatım olmadı. Yılbaşı pastası hariç tabiii... Gerçi yılbaşı telaşında masaya getirirken üzerindeki süslemeler bozulmuştu biraz :( Bunun dışında çikolata ,vişne ve tarçının muhteşem uyumundan oluşan pasta ,tadabilme fırsatına nail olanlardan tam not aldı. İşte yılbaşı akşamı için hazırladığım ve misafilerimizi uğurladıktan sonra yazmaya henüz fırsat bulabildiğim pastanın tarifi ;

Malzemeler :
Pasta keki için ;
5 yumurta
5 Türk kahvesi fincanı toz şeker
3 Türk kahvesi fincanı un
1 Türk kahvesi fincanı mısır nişastası
1 Türk kahvesi fincanı kakao
1 çay kaşığı tarçın ( doludolu )

Ara kreması için ;
300 gr. Labne peyniri
Pudra şekeri
1 yemek kaşığı limon suyu
1 su bardağı dondurulmuş vişne
2/3 su bardağı iri kıyılmış ceviz

Islatmak için ;
1 su bardağı ılık süt
1 tatlı kaşığı kakao


Üzerine ;
1 paket kakaolu krem şanti
3 yemek kaşığı kakao
2 çay bardağı soğuk süt

Yapılışı :
Yumurta ve şekeri 8-10 dakika kadar mikserin yüksek devrinde çalıştırıp çırpalım. Kuru malzemeleri eleyerek karışıma ilave edettikten sonra bir tahta kaşık yardımıyla yavaş yavaş havasını almadan karıştırıp ,hamuru alüminyum folyo ile kapladığımız kek kalıbına dökelim. Önceden 180 derecede ısıttığımız fırında fırınınızın pişirme süresine göre pişirip fırından çıkaralım. Benim fırınım yaklaşık 45-50 dakikada keki pişiriyor. Bıçak batırarak hamurun pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz. Minimum 3-4 saat kekin soğumasını bekledikten sonra keki 3 kat şeklinde keselim.
Keki ıslatmak için 1 su bardağı sütü ocakta ısıtalım. İçerisine kakaoyu ilave ederek karıştıralım. Derin bir kapta labne peynirini ( suyunu iyice süzdürüp döktükten sonra ) limon suyunu ve damak tadımıza göre pudra şekerini ( ben 1 su bardağı pudra şekeri ilave ettim ) ekleyip mikserle pürüzsüz bir şekilde çırpalım. Vişneler ekşi olduğundan kremanın tadını biraz fazla yaparsanız lezzet dengelenecektir.
Şimdi kremadan pastamızın üzerini süslemek için ½ su bardağı kadar ayırdıktan sonra ,kalan kremayı 2 eşit parçaya ayıralım. Kekin birinci katını alıp hazırladığımız kakaolu sütle bir kaşık yardımyla ıslatalım. Üzerine peynirli kremanın yarısını sürelim. Üzerine çekirdekleri alınmış ve ikiye bölünmüş vişnelerin yarısını dizip ,cevizin yarısını serpelim. 2. kat kekin hem altını ,hem üstünü kakaolu sütle ıslatıp üzerine koyalım. Tekrar aynı işlemi uyguladıktan sonra son katı pastamızın üzerine kapatalım. Üzerini kakaolu sütle ıslattıktan sonra ,kakao ilave edip soğuk sütle çırptığımız krem şantiyle pastamızın üzerini kaplayalım. Ayırdığımız peynir kremasını ,yağlı kağıttan hazırladığımız bir külah yardımıyla pastamızın üzerine sıkarak süslemeler yapalım. Buzdolabında 7-8 saat dinlendirdikten sonra servis yapalım.



Afiyet olsun...

.
.
IMG_1819

IMG_1827

Bunlar da hediye olarak hazırladığım Yılbaşı Kurabiyeleri. Tarçın ,zencefil ve limon aromalı... Üzerlerindeki süslemeler Royal İcing kreması....Yılbaşı hediyesi olarak tasarladığım kurabiyeler gerek tadıyla ,gerek görüntüsüyle çok hoş oldular. Kurabiye tarifi annemin tarif defterinden. İçerisine baharatları ben ekledim. Siz dilerseniz muskat ,karanfil ,lavanta gibi baharatlar da kullanarak bu kurabiyeleri hazırlayabilirsiniz. Ağızda dağılan kıvamıyla bu kurabiye hamuru bence iyi bir tarif... Bir kenara not etmenizi öneririm. Royal icing kremasıyla süsleyince çok cici kurabiyeler çıktı ortaya ;
IMG_1830

Malzemeler :
1 yumurta
1 su bardağı pudra şekeri
150 gr. Tereyağı
2 su bardağı un
1 tutam tuz
1 çay bardağı mısır nişastası
1 çay kaşığı zencefil
1 çay kaşığı tarçın
½ limonun ince rendelenmiş kabuğu

Royal icing krema için ;
1 yumurta akı
250 gr. pudra şekeri
1 tatlı kaşığı limon suyu
Dilerseniz toz veya sıvı gıda boyası

Yapılışı :
Kurabiye için ; tereyağı ,yumurta ve şekeri iyice karıştıralım. Diğer malzemeleri eleyerek ekleyelim ve karıştırmaya devam edelim. Yoğurup yumuşak bir hamur elde edelim. Hamuru nişasta yardımıyla 1 cm. Kalınlığında açalım. Şekilli kalıplarla kesip pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine dizelim. Bu ölçülerle 2 fırın tepsisi kurabiye çıkıyor. Önceden ısıtlımış 180 derece frında üzerleri kızarmadan pişirelim ve fırından çıkarıp kurabiyelerin soğuması bekleyelim.
Kurabiyeler soğurken yumurta akını ve şekeri elimizle iyice çırpalım. Limon suyunu ilave edelim. Kek hamuru gibi akışkan bir kıvam elde etmemiz gerekiyor. Kıvam çok sıvı olmamalı. Aksi taktirde süsleme sırasında kurabiylerin üzerinden akar. Dilerseniz kremayı farklı kaplara alarak gıda boyasıyla renklendirebilirsiniz. Renklendirilmemiş krema beyaz renkte oluyor. Bu krema ile de çok şık süslemeler yapabilirsiniz. Hazırladığımız kremayı pişirme kağıdından yapacağımız külahların içerisine doldurup külahın ucunu minicik keselim. Külahı sıkarak kurabiyelerin üzerlerini süsleyelim. Royal icing çabuk kuruyan bir krema olduğundan ,çalışırken kremanın üzerini streç filmle örtülü tutmaya dikkat etmenizi öneririm. Süslediğimiz kurabiyeleri bir tepsiye dizip kremanın donmasını bekleyelim. Dilerseniz servis yapabilir
,dilerseniz şık bir kutuya dizip hediye olarak verebilirsiniz.

IMG_1813

IMG_1824



Afiyet olsun...




.