Hayal meyal bir cafe burası... Taş duvarları, küçük ahşap pencereleri, kahverengi ahşap masa ve sandalyeleriyle... Pencere önünde; kırmızı, pembe ve beyaz sardunya çiçekleri ile fesleğen saksıları... Ardında orman manzarası, çam kokulu yemyeşil bir orman... Farklı lezzetler ve hayata dair herşey var mönüde... Çam ağaçlarının kokusu, içeride nefis yemek kokularıyla karışıp sohbetimize eşlik edecek Cafe Sardunya'da... Hoşgeldiniz :)
yöresel tadlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
yöresel tadlar etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

14 Mart 2009

İNCİR TATLISI

.
IMG_2570
.
IMG_2583.
.
İşten güçten fırsat bulabildiğimde çok keyif alıyorum pazarlara gitmekten... İzmir'in çevre köylerinden gelen o mis kokulu tazecik otları ,sebzeleri ,meyveleri ,zeytinleri ,peynirleri görmek ,koklamak ,satın alıp eve getirmek ve tazeliklerini kaybetmeden sofraya koymak gerçekten kendimi yaşadığım yer açısından şanslı hissettiriyor bana ve bunun kıymetini bilmeye çalışıyorum.
Ege' mizin inciri meşhur biliyorsunuz... Pazara Tire ' nin bir köyünden gelen yaşlı teyzemin doğal yöntemlerle güneşte kuruttuğu nefis incirlerden ,yine teyzemin yüksek pazarlama kabiliyeti sayesinde bu denli çok alıp ta :) Cevizli ,Kaymaklı İncir Tatlısı yapmamak olmazdı. Zaten meyvelerden hazırlanan tatlılar en sevdiğim tatlı grubudur. Ayva ,incir ,balkabağı... hiçbirine dayanamam doğrusu :)
.
IMG_2598

Farklı farklı yöntemlerle hazırlanabilen bu kolay ama bir o kadar lezzetli tatlıyı 3 kuşaktır doğma büyüme İzmir'li olan ailemin yöntemiyle denemek isteyenler buyursunlar ;
.
Malzemeler : (5 kişilik )
20 adet kuru incir
1,5 su bardağı süt
1 su bardağı ceviz içi
1 tatlı kaşığı tarçın
6-7 yemek kaşığı toz şeker
2 çay bardağı su
servis önerisi ;
kaymak
.
Yapılışı :
Sütü bir tencereye alıp kaynatalım ve ocaktan alalım. İncirleri yıkayıp kaynar sütün içine dizelim. Kapağını kapatıp bu şekilde 1,5 – 2 saat kadar bekletelim.
İncirleri sütün içinden çıkarıp tekrar suyun altında yıkayalım ki tatlımızın şerbeti berrak olsun ,incirlerin üzerinde tortu kalmamalı... Cevizi tarçınla karıştıralım ve iri parçalar halinde incirlerin alt kısmındaki delikten incirin şeklini bozmadan içlerini cevizle dolduralım. Doldurduğumuz cevizleri bir tencereye alıp üzerlerine suyu dökelim. Toz şekeri serperek ocağa koyalım. Kısık ateşte yaklaşık 20 dakika kadar kaynatalım. Şerbet kıvamını alıp incirler pişince ocaktan alıp soğuması için bekletelim. Kaymağı servis tabağına alalım. İncir tatlısını üzerine koyup nane yaprağıyla süsleyerek servis yapalım.
.
IMG_2587



Afiyet olsun...



..

08 Ekim 2007

KARADUTLU LOR TATLISI


İzmir’imin Tire ilçesinde yapılan bu yöresel lezzeti evde uygulamaya karar verince ,önce pazardan yarım kilo karadut aldım. Dutları yıkayıp saplarını ayıkladıktan sonra ,bir tencereye 750 gr şeker ve 1 su bardağı suyu ekleyip ocağa koydum. Şeker eriyip şerbet kaynamaya başlayınca içerisine ayıkladığım dutları atıp bir süre daha kaynattım. Reçel kıvamını alınca yarım limon suyunu ekleyerek reçeli ocaktan alıp soğumaya bıraktım. Reçel soğuyunca cam bir kavanoza doldurdum. Dilerseniz siz bu tatlıyı hazır dut reçeli ile de hazırlayabilirsiniz. Dut reçelini dut mevsiminde hazırlamıştım...
Geçen hafta marketten aldığım tatlı loru dilimleyerek servis tabaklarına aldım. Lorun üzerine daha önceden hazırlamış olduğum dut reçelinden dökerek servis yaptım. Tire’de bir restoranda üzerine dövülmüş ceviz de serpiyorlar... Ben sade halini daha çok seviyorum. Bu sunumu çok şık ve nefis tatlıyı öncelikle gidip Tire’de yemyeşil Kaplan köyündeki Dağ Restoran 'da tatmanızı öneriyorum. Gidemeyenler ,ya da evde denemek isteyenlere tarifim tavsiyemdir :)


28 Eylül 2007

KOÇİNÜSTO ve PİLAV PASTASI


Bu ilginç isimli yemeği Çeşme'de bir restoranda tatmıştım... Zeytinyağının mis gibi kokusunun et ,damlasakızı ve bademle birleştiği Koçinüsto 'nun tarifini daha sonra tanışma fırsatı bulduğum ,aynı restoranın aşçısı Nedim Bey'den aldım. Farklı tadların ahenkle dans ettiği ,Ege mutfağına ait bu özel yemeği ,et sevenlerin denemesi tavsiyem olur :)
Malzemeler :
500 gr. yağsız kuşbaşı dana eti
3 adet domates
2 diş sarımsak
2 adet soğan
1 çay bardağı badem
3 parça damla sakızı
Yarım çay kaşığı tarçın
Yarım çay bardağı zeytinyağı
1 Türk kahvesi fincanı kaymak
tuz

Yapılışı :
Bademleri sıcak suda yarım saat kadar beklettikten sonra kabuklarını soyarak bir tavada biraz kavurup kenara alıyoruz.
Eti bir tencereye alıp 1 çay bardağı su ekleyerek orta ateşte pişiriyoruz. Et suyunu salıp tekrar çekince ,eğer pişmediyse sıcak su ekleyerek etin güzelce pişmesini sağlıyoruz .
Et piştiği anda tencereye zeytinyağını ve rendelediğimiz soğanı ekleyip etle beraber kavuruyoruz. Ardından domates ve sarımsağı ilave ediyoruz. 2-3 dakika sonra tuz ,tarçın ,badem ve havanda dövdüğümüz damla sakızını katıyoruz.
Son olarak kaymağı da yemeğe ekleyip ,yemeği ocaktan alıyoruz. Sıcak olarak ,dilerseniz yanında kaymakla beraber servis yapıyoruz.

Ben bu yemeğin yanında daha önce arkadaşlarım Lama ve Muhterem'in uygulamış oldukları pilav pastasını pişirdim... Pilava garnitür olarak mısır ,mantar ve havuç ilave ettim. Pilav pastasını yuvarlak cam tencerede oluşturdum ve et suyuyla pişirdim. Et yemeğinin yanına hazırladığım için pilava et eklemedim.Sunumu oldukça şık ve lezzetli bir tarif olduğunu söyleyebilirim. Pilavın tarifini Muhterem'in sitesinde bulabilirsiniz. Arkadaşlarıma bu tarif için teşekkür ediyorum :)




Afiyet olsun...

12 Nisan 2007

TOYGA ÇORBASI


Geçenlerde televizyonda izlediğim Lezzet Avcısı adlı programda ,Mersin’in bir köyünde düzenlenen yemek yarışmasına katılan teyzelerden birinin pişirdiği çorbayı ben de uyguladım. Bu çorba internetten baktığım diğer Toyga çorbası tariflerinden biraz farklı. Sonuç harika oldu diyebilirim. Benim gibi çorba severler için farklı ,lezzetli ve çok besleyici bir çorba tarifi ;

Malzemeler :
1 su bardağı dövme ( buğday )
20-25 yaprak ıspanak
Yarım kg. yoğurt
Yarım limon suyu
3 yemek kaşığı un
2 diş sarımsak
tuz
karabiber
su

Yapılışı :
Dövmeyi bir gece önceden yıkayıp tencereye koyuyoruz. Üzerine 3 su bardağı soğuk su ekleyip ocağa koyuyoruz. Su kaynayınca altını kapatıp ,tencerenin kapağını kapatarak bekletiyoruz. Ertesi gün kaynattığımız buğdayı tekrar ocağa koyuyoruz. Buğdaylar iyice pişene dek kaynatıyoruz. Unu bir kapta hafif kavuruyoruz. Yoğurdu ayrı bir kapta çırparak 3 su bardağı soğuk su ile bir ayran hazırlıyoruz. Kavurduğumuz unu ayrana ilave edip iyice karıştırarak pürüzsüz bir kıvam elde ediyoruz. Hazırladığımız unlu ayranı kaynamakta olan dövmeye karıştıra karıştıra ekleyerek topaklanma olmasını engelliyoruz. Kıvam koyu olur ise su ekleyebilirsiniz. Ispanakları yıkayıp kıyıyoruz ve kaynamakta olan çorbaya ilave ediyoruz. Sarımsağı dövüp limon suyuyla beraber çorbamıza karıştırdıktan sonra tuz ve karabiber ile tadlandırarak ocaktan alıp sıcak sıcak servis yapıyoruz.

.
.

Afiyet olsun...

19 Mart 2007

ÇALKAMA ve PANCAR YAPRAĞI YEMEĞİ


Zeytinyağı ile pişirilen birbirinden lezzetli ot yemeklerinin ağırlıklı olduğu Ege mutfağında büyüdüğümden ,ev sahipliğini sevgili Asya’nın yaptığı ye#20 etkinliğinde yemek hazırlamak benim için hem çok kolay ,hem de çok keyifli oldu... Tariflere geçmeden önce bizleri konuk ettiği için Asya'ya teşekkürlerimi iletmek istiyorum :)

İlk tarif Ege ‘de tüm gün tarlada çalıştıktan sonra evlerine gelen köylü kadınların ,topladıkları otlarla kolayca hazırlayarak sofrasına koyduğu ,Ege köylerinde yıllardır pişirilen ÇALKAMA. Bir çeşit ot böreği diyebiliriz Çalkama için... Hem çok lezzetli ,hem de hafif ama doyurucu... Ben bu yemeği gelincik otu kullanarak hazırladım. Lezzet vermesi için biraz da ısırgan otu ekledim içerisine.
Gelincik kırlarda ve tarlalarda yetişen ,parlak kırmızı renkte çiçekleri olan otsu bir bitki. Çiçeklerinin suda kaynatılmasıyla hazırlanan gelincik şurubu ; öksürük kesici, göğüs yumuşatıcı ve hafif uyku verici özelliğe sahip. Yapraklarından ise çalkama gibi lezzetli yemekler hazırlanabiliyor. Çalkama ıspanak ,pazı ,ebegümeci gibi otlarla da hazırlanabilir. İşte tarifimiz ;

Malzemeler :
1 kg gelincik otu
2 avuç ısırgan otu
4-5 adet tazesoğan
Yarım su bardağı zeytinyağı
1 adet kurusoğan
3 su bardağı un
2,5-3 su bardağı su
Yarım limon suyu
Tuz
Karabiber


Yapılışı :
Öncelikle gelincik ve ısırgan otlarını iyice yıkayıp temizliyoruz. Doğrayıp genişçe bir kaba alıyoruz. Kuru soğanı rendeleyip ,taze soğanları ince kıyıp otlara karıştırıyoruz. Tuz ve karabiberi de ilave ederek elimizle karıştırıp soğan lezzetinin ot ile bütünleşmesi için biraz sıkıp ovuyoruz. Ayrı bir derin kapta un ,su ve limon suyunu iyice karıştırarak pürüzsüz ve tahin kıvamında bir karışım elde ediyoruz. Bu işlem için mikser kullanabilirsiniz. Karışımın kıvamı tahin kıvamında olmalı ,bardağınızın ölçüsüne göre su miktarını bu doğrultuda ayarlayın. Ben fırın tepsisinin dibine yapışabilme ihtimaline karşı yağlı kağıt serdim. Sonuç mükemmel oldu. Tepsinin dibini kaplayacak şekilde az miktarda unlu karışımdan fırın tepsisine döktükten sonra ,unlu karışımın tamamını ve zeytin yağının yarısını otlarla karıştırıyoruz. Ve hepsini fırın tepsisine döküyoruz. Son olarak kalan zeytin yağını da üzerine gezdirdikten sonra önceden 200 derecede ısıttığımız fırında üzeri kızarana dek 40-50 dakika kadar pişirip fırından çıkarıyoruz. 7-8 dakika beklettikten sonra kesip dilimleyerek ayran ya da çay ile servis yapıyoruz.


İkinci tarif turşusunu yapmak için aldığım pancarların yaprak ve saplarından pişirdiğim PANCAR YAPRAĞI YEMEĞİ. Genelde pancar kısmı alındıktan sonra atılan bu yaprak ve saplardan çok lezzetli bir yemek hazırlayabiliyoruz. Merak edenler için işte tarifi ;

Malzemeler :
1 kg. pancarın yaprak ve sapları
2 adet ortaboy kuru soğan
1 Türk kahvesi fincanı pilavlık bulgur
6 yemek kaşığı zeytinyağı
tuz
karabiber



Yapılışı :
Pancar saplarını ve yapraklarını yıkadıktan sonra ,sap kısımlarını bir kaba ,yaprak kısımlarını ayrı bir kaba doğruyoruz. 4 yemek kaşığı yağı tavaya koyup önce sapları bir çay bardağı su ilave ederek 10 dakika kadar orta ateşte pişiriyoruz. Sap kısımları yumuşadığında yaprakları ,bulguru ve ayrı bir kapta 2 yemek kaşığı yağda pembeleştirdiğimiz soğanları ekleyerek pişirmeye devam edip 1 çay bardağı daha sıcak su ilave ediyoruz. Bulgurlar piştiğinde ocaktan indirmeden tuz ve karabiber ile tadlandırıp ocaktan alıyoruz. Yemeğimiz ılınınca yoğurt ile servis yapıyoruz.


Ve daha önceden hazırlamış olduğum ot yemeklerini de bu linklerde görebilirsiniz ;

Kuru biberli ot kavurması
Tavuk etli arapsaçı yemeği
Ebegümeci yemeği
Isırgan otlu sardalya pilavı




Afiyet olsun...


10 Mart 2007

ŞIH MUALLA ve Nar ekşisi...


Antakya ‘lı arkadaşım Ali Rıza ‘dan aldığım bir tarif... Yöresel mutfaklardan denemeler yapmaktan keyif aldığımdan ve farklı tadlar arayışında olduğumdan söz edince ,işte bu güzel yemeğin tarifini verdi bana... Hatta memleketindeki anneciğini de telefonla arayarak tarifin doğruluğunu da teyid etti :) Ağırlıklı et yemeklerinden oluşan Antakya mutfağında ana yemek önünden ikram edilen ,çok sevilen bir yemekmiş ŞIH MUALLA sevgili Ali Rıza’nın anlatımıyla... Bir Ege’li olarak benim anayemek olarak kabul edebileceğim hafif ve oldukça lezzetli bir yemek...
.
ŞIH MUALLA ‘yı pişirmek için hevesle mutfağa girdiğimde evde nar ekşisinin kalmadığını farkettim :( Önce biraz keyfim kaçtı... Fakat birden aklıma dolapta bulunan ,iki üç ay önce almış olduğum ve evde kimsenin içmek istemediği nar suyu geldi. Bir gazetede narekşisi yapımını okumuştum... Denemek için harika bir fırsattı bu...

250 ml. lik nar suyunu toprak tencereye boşaltıp ocağa koydum. Orta ateşte yaklaşık yarım saat kadar kaynattım. Kaynadıkça nar suyu buharlaşıp koyulaştı... Reçel kıvamına gelince ocaktan alıp bir kaseye boşalttım. ŞIH MUALLA’yı pişirmek için ihtiyacım olan yarım çay bardağı nar ekşisi hazırdı :)


Siz de nar ekşisini evde kendiniz hazırlayabilirsiniz.. Bunun için benim gibi hazır satılan katkısız nar sularından kullanabilirsiniz. Dilerseniz narı sıkarak elde edebileceğiniz nar suyuyla da yapabilirsiniz tabiii... Bu biraz daha zahmetli olacaktır. Dikkat etmeniz gereken temel husus kaynatırken toprak bir kap kullanmanız gerektiği...

Gelelim yemeğimizin tarifine ;

Malzemeler :
1 kg. patlıcan
1 su bardağı yeşil mercimek
7-8 adet domates
1 yemek kaşığı salça
4 adet yeşil biber
4 adet ortaboy kurusoğan
3-4 diş sarımsak
1 çay bardağı zeytinyağı
Yarım çay bardağı nar ekşisi
kuru nane
karabiber
tuz
üzerine ;
maydanoz









Yapılışı :
Patlıcanların baş kısımlarını kesmeden ,sadece saplarını keserek alacalı soyup boylamasına 3 dilime ayırıyoruz. Sonra bu dilmleri ortadan ikiye kesiyoruz. Tüm patlıcanları bu şekilde doğradıktan sonra 1 saat kadar tuzlu suda bekletiyoruz. Mercimeği haşlayıp suyunu süzerek derin bir kaba alıyoruz. Soğanların ve domateslerin kabuklarını soyup yemeklik doğruyoruz ,biberlerin tohum kısımlarını çıkararak ince doğruyoruz ,sarımsağı dövüyoruz . Hazırladığımız malzemeleri mercimeklerle karıştırarak ,salçayı da ilave edip tuz ve karabiberle tadlandırıyoruz. Patlıcanları suyun içerisinden alarak tencerenin dibine bir sıra diziyoruz. Üzerlerine hazırladığımız karışımdan yayıp tekrar bir sıra daha patlıcan diziyoruz. Mercimekli karışımın kalanını döşeyip üzerine patlıcanları kapatıyoruz. Yemeğimizin üzerine yağ ,nar ekşisi ve 1 su bardağı sıcak su dökerek ocağa koyup orta ateşte yaklaşık 1 saat kadar pişirdikten sonra ocaktan almadan üzerine kuru nane serperek ocağın altını kapatıyoruz. Servis tabağına alıp üzerini maydanoz ile süsleyerek servis yapıyoruz.


Afiyet olsun...



Bu güzel yemeğin tarifi için Ali Rıza’ya ve sevgili annesine teşekkür ediyorum :)


05 Şubat 2007

CACIKLI ARAP KÖFTESİ


Sofra dergisinin eski bir sayısından geçtiğimiz hafta dikkatimi çeken ve denemeye karar verdiğim ,Gaziantep mutfağına özgü bir lezzet... Ama ne lezzettt... :) Cacıklı Arap köftesi Gaziantepte özel günlerde hazırlanan bir yemekmiş... Doğu ve Güneydoğu Anadolu mutfağının bulgurla pişirilen yemeklerine özel bir ilgi duyuyorum... Egeli olduğum için oldukça yabancı olduğum bir mutfağa ait bu tarifi ;birebir ,hemen hemen hiç bir farklılık yaratmadan uygulayarak hazırladım... Ve düşündüğümün çok ötesinde bir lezzetle karşılaştım... Bence enfesss bir yemek... Fotoğraflara bakınca bile yeniden...yeniden yemek istiyorum :) Bundan böyle sık sık mutfağımda pişen bir yemek olacak... Yemeyenlere de tavsiye ediyorum :)
Malzemeler : (4 kişilik)
2 su bardağı köftelik bulgur
200 gr yağsız kıyma
2 adet ortaboy soğan
2 çorba kaşığı un
1 çay kaşığı pulbiber
tuz ,karabiber
cacık için ;
1 demet pazı
2 yemek kaşığı sıvıyağ
2 su bardağı yoğurt
2 diş sarımsak
tuz
sos için ;
50 gr tereyağ
1 çorba kaşığı pulbiber
Yapılışı :
Soğanları soyup incecik kıyıyoruz. Kıyılmış soğan ,bulgur ,kıyma ,un ,tuz ,karabiber ve pulbiberi bir kaba alıp karıştırdıktan sonra azar azar sıcak su ilave ederek iyice yoğuruyoruz. Orjinal tarifte hiç su ilavesinden söz edilmiyordu ancak bu şekilde hamur toparlanmıyordu ve hamuru köfte haline getirebilmek imkansızdı. Çünkü fazla sertti ve pul pul dökülüyordu... Ben yaklaşık bir çay bardağı kadar sıcak suyu azar azar yemek kaşığıyla ilave ederek 10-15 dakika kadar iyice yoğurdum.
Ardından zeytin tanesi iriliğinde minik minik köfteler hazırlıyoruz. Bu işlem biraz vakit alıyor... Fakat inanın sonuca değer :) Yuvarladığımız köfteleri buharda pişiriyoruz. Dilerseniz suda haşlayabilirsiniz ancak lezzet kaybı olacağını düşündüğüm için ben buharda pişirme yöntemini uyguladım. Buharda pişirme makinanız yok ise nasıl bir yöntem uygulayabileceğinizi burada daha önce anlatmıştım.
Cacık için sarımsakları soyup eziyoruz. Pazıları yıkayarak ince ince kıydıktan sonra 2 yemek kaşığı sıvı yağ ile kendi suyuyla kavurup pişiriyoruz. Sıcakken suyunu süzüp sarımsak ,yoğurt ve tuz ile karıştırarak servis tabaklarına yayıyoruz.
Tereyağını bir tavaya alarak kızdırdıktan sonra haşlanmış köfteleri ilave ederek 5-6 dakika soteliyoruz. Ocaktan almadan hemen önce bolca pulbiberi ekleyerek karıştırıp ocaktan alıyoruz. Köfteleri cacığın üzerine koyduktan sonra üzerlerine yağından dökerek sıcak sıcak servis yapıyoruz. Köfteleri servis tabağına yerleştirdikten sonra sos yeterli gelmez ise ,yeniden tereyağında pulbiberi kızartıp köftelerin üzerine ilave edebiliriz.
Afiyet olsun...

06 Ocak 2007

KURU BİBERLİ OT KAVURMASI


Bir İzmir'li olarak ot kavurmasını et yemeğine değişmem... Televizyonda yayınlanan Lezzet Avcısı programında Ege'nin bir köyünde yapılırken izlemiştim bu tarifi. Bizde ot kavurması yaparız sık sık ,ancak içine kurutulmuş biber katarak ilk kez denedim. Tadına doyamadım desem yalan olmaz :) Sizde dilediğiniz ,bulabildiğiniz otlarla bu yemeği hazırlayabilirsiniz. Ana malzemeler olan; zeytinyağı ,tazesoğan ve kurubiber üçlüsü değişmemek şartıyla tabiii...

Malzemeler :

Yarım demet ıspanak
1 demet gelincik otu
1 demet ebegümeci
Yarım demet ısırgan otu
5 adet taze soğan
1 kap kurubiber
1 fincan zeytinyağı
karabiber
tuz

Yapılışı :
Otları yıkayıp doğruyoruz. Kurutulmuş biberleri kaynar suda 4-5 dakika ıslatıp yumuşamalarını sağlıyoruz. Zeytinyağını tencereye koyup doğradığımız taze soğanları yağda biraz çeviriyoruz.Ardından suyunu süzdüğümüz kurubiberleri ekliyoruz. 1-2 dakika kavurup doğranmış otları ilave ediyoruz. Tuz ve karabiberi de kattıktan sonra kapağını kapatıp kısık ateşte kendi suyuyla pişiriyoruz. Dilerseniz sarımsaklı yoğurtla da servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun...



03 Aralık 2006

YEŞİL DOMATES YEMEĞİ


Henüz kızarmadan dalından toplanan domatesin turşusunu yemişsinizdir muhakkak... Yediniz mi bilmiyorum ama ,biz Egeliler yeşil domatesin yemeğini de yaparız. Seveceğinizi umuyorum...Paylaşmak istedim :)

Malzemeler :
1 kg. yeşil domates
2 adet orta boy kuru soğan
200 gr. kıyma
1 yemek kaşığı pirinç
2 yemek kaşığı zeytin yağı
Yarım limon suyu
1 tatlı kaşığı salça
1,5 bardak sıcak su
tuz
karabiber
süslemek için maydanoz

Yapılışı :
Soğanları yemeklik doğrayıp zeytinyağında soteliyoruz. Ardından kıymayı ekleyip kavurmaya devam ediyoruz. Salçayı ilave ederek ,karıştırıp sıcak suyu katıyoruz. 1-2 dakika kaynayınca yeşil domatesleri ilave ediyoruz. Domatesler küçükse bütün olarak ,büyükse dörde bölerek kullanabilirsiniz. Domatesleri de yemeğe ekledikten 2 dakika sonra pirinci ilave ederek orta ateşte domatesler erimeyecek şekilde yaklaşık 20 dakika pişiriyoruz. Ocaktan indirmeden önce limon suyu tuz ve karabiberi ilave ederek ,kıyılmış maydanoz ile süsledikten sonra sıcak sıcak servis yapıyoruz.

Afiyet olsun...




21 Kasım 2006

TAVUK ETLİ ARAPSAÇI YEMEĞİ


Biz Ege'liler ot yemeklerine bayılırız. Herbiri kendine has aroması ile süsler sofralarımızı çeşit çeşit ot yemekleri. Arapsaçı da bunlardan biri ,hatta en bilinilir olanlarından. Anasona kokan bu ot çeşidi rezene ile aynı familyadan. Görünümü aynı dereotuna benziyor. Tabiii daha çok dallara sahip ve biraz daha uzun dereotundan. Kalın demetlerle yada kilo ile pazarlardan temin edilebiliyor.

Arapsaçının faydaları saymakla bitmiyor ; spazm giderici ,safra söktürücü ,iştah açıcı ,bağırsak yumuşatıcı ,süt arttırıcı ,idrar söktürücü ,gaz giderici...Kökü safra taşarına ve idrar azlığına iyi gelirken tohumu ise mide ve bağırsak gazları ve parazitlerine iyi geliyor. Ayrıca kandaki üreyi düşürüyor, burun tıkanıklığını açıyor ve cildi koruyor.
Tüm bu faydaları bir yana zeytinyağında kavurması ,yumurtalısı ve etlisi pişirme şekilleri arapsaçının. Ve herbiri birbirinden lezzetli :)

Malzemeler :

1 kg arapsaçı
200 gr tavuk eti
2 ortaboy soğan
yarım limon
1 tatlı kaşığı un
3 yemek kaşığı zeytinyağı
tuz

Yapılışı :
Arapsaçını yıkayıp iri iri doğruyoruz. Kuşbaşı kıydığımız tavuk etlerini zeytinyağında soteleyip ,etler suyunu çekince ,yemeklik doğranmış soğanı ilave ederek beraberce kavuruyoruz. Ardından arapsaçını da ekleyerek karıştırıyoruz. Kısık ateşte 5 dakika pişirip 1 su bardağı sıcak su kattıktan sonra pişirmeye devam ediyoruz. Otlar pişince ,bir kapta yarım limon suyu ile 1 yemek kaşığı unu karıştırarak hazırladığımız pürüzsüz karışımı birazda yemeğin suyu ile karıştırarak pişmekte olan yemeğimize ilave ediyoruz. 3-4 dakika daha kaynattıktan sonra ocaktan alarak servis yapıyoruz.

Afiyet olsun...





17 Kasım 2006

İÇ BAKLALI PİLAV


Malzemeler :
1 su bardağı iç bakla
1,5 su bardağı pirinç
3 taze soğanın yaprakları
4-5 sap dereotu
4 yemek kaşığı zeytinyağı
2 su bardağı etsuyu yada 1 tablet etsu
1 adet kesmeşeker
4-5 damla limon suyu
tuz
karabiber

Yapılışı :
Bu pilavı taze içbakla ile de kabuklu kurutulmuş iç bakla ile de hazırlayabilirsiniz. Öncelikle baklaları suda haşlıyoruz. Baklalarınız kuru ise akşamdan soğuk suda ıslatarak ardından daha uzun süre haşlamanız gerekecektir. Ben taze iken haşlanıp derin dondurucuda dondurulmuş bakla ile hazırladım. Taze yada dondurulmuş bakla ile hazırlamanızı tavsiye ediyorum. Baklaları pilav tenceresine alıp 4 yemek kaşığı zeytinyağında ince ince kıydığımız taze soğan yaprakları ile soteliyoruz. Ardından tuzlu sıcak suda ıslatıp 1-2 saat beklettiğimiz pirinçleri ,suyunu süzerek baklalara ekleyip 2-3 dakika kavuruyoruz. Son olarak kıyılmış dere otunu ,etsuyunu ,kesmeşekeri ,tuz ve karabiberi de ekleyerek kapağını kapatıp suyunu çekene kadar pişirdikten sonra ocaktan alıyoruz. 4-5 damla limon suyunu pilavın üzerine damlattıktan sonra ,pilavın üzerine kağıt havlu örterek ,tencerenin kapağını kapatıp yarım saat kadar dinlendiriyoruz. Tenceredeki pilavı karıştırıp servis tabaklarına alıyoruz ve dereotuyla süsleyerek servis yapıyoruz.

Afiyet olsun...


20 Ekim 2006

EBEGÜMECİ


Antik çağda bile şifalı bitki olarak kullanılan Ebegümeci ,özellikle iltihaplanmalardan kaynaklanan hastalıklarda tedavi edici özelliğe sahip.Sindirim sistemindeki veya üriner sistemdeki bir iltihaplanmada ( mesane ,mide-bağırsak mukoza iltihabı ,mide-bağırsak ülseri ,gastrit ) kullanıldığı gibi ,akciğer zarı iltihabında da kullanılıyor.Ayrıca gırtlak ve bademcik iltihabını da iyileştirmekle kalmayıp , akciğer balgamlanmalarında , bronşiyal nezlede ,öksürük ve ses kısıklığında da öneriliyor.Ebegümeci ; kabızlığa karşı da kullanılabilecek etkili ve zararsız bir ilaç mahiyetinde.Kozmetik alanındaysa akne veya yaşlılık lekeleri dahil olmak üzere, iyi bir cilt temizleyici olma özelliğine de sahip.
Tüm bu faydalarından yararlanabilmek için bu bitkinin çayını içmek yeterli oluyor.Ayrıca hazırladığımız bu çayı cildimiz için de kullanabiliyoruz.Çayı nasıl mı hazırlıyoruz ?

Ebegümeci çayı : 1 lt soğuk suya 1 çay fincanı kıyılmış taze ebegümeci katıyoruz.10-12 saat dinlendirildikten sonra ılıtılıp gün boyunca içiyoruz.Gün boyunca 1 lt. içmek yeterli oluyor.

Ebegümecinin tüm bu faydalarının yanında bir de nefis bir lezzeti var ki sormayın...Ege'de bu bitkiyi pazarlarda bulabilmek zor olmuyor.Özellikle sonbahar ve kış mevsimlerinde sofralarımızı da renklendiriyor Ebegümeci.Hiç pişirmediyseniz ısrarla yemeğini denemenizi öneriyorum.



EBEGÜMECİ YEMEĞİ

Malzemeler :
1 kg. ebegümeci
2 adet büyükçe kuru soğan
Yarım çay bardağı zeytinyağı
Yarım Türk kahvesi fincanı pirinç
1 adet kesmeşeker
1 çay fincanı sıcak su
tuz

Yapılışı :
Ebegümecileri yıkayıp sapları ve yapraklarını 3-4 cm. boyunda doğruyoruz.Soğanı yemeklik şekilde doğrayıp zeytinyağında soteliyoruz.Doğradığımız ebegümecileri ekleyip ocağın altını kısıyoruz.Ebegümeciler önce su salıyor.Yumuşayıp saldığı suyu çekinceye kadar kısık ateşte pişirmeye devam ediyoruz.Sonra sıcak su ve kesme şekeri ekleyip 2- 3 dk. daha kaynatıp pirinci ekliyoruz.Tuzunu katıp pirinçler piştiğinde ocaktan alıp servis yapıyoruz.Dilerseniz yanında yoğurtla servis yapabilirsiniz.

Afiyet olsun...

İÇLİ SARDALYA



Kendine has lezzetiyle hamsinin yakın akrabası sardalya ile hazırlanmış faklı bir tarif...İzmir'de bir balık restoranında büyük balığın önünden arasıcak olarak tatmıştım ilk.İster arasıcak ,ister anayemek olarak hazırlayabilirsiniz bu tarifi.Rakı sofrasında meze olarak ta nefis oluyor.Mutlaka denemelisiniz ;)

Malzemeler :
Sardalya balığı
soğan
maydanoz
tuz
karabiber
ayçiçek yada mısırözü yağı
un

Yapılışı :
Meze olarak mı yoksa ana yemek olarak mı hazırlayacağımıza karar verip balık miktarını ona göre ayarladıktan sonra ,öncelikle balıkları yıkayıp kılçıklarıyla beraber temizliyoruz. Soğanları salataya doğradığımız şekilde doğrayıp tuz ve biraz su ile ovup yıkayarak yumuşamalarını sağlıyoruz. Maydanozu doğradıktan sonra soğanlara ekleyip tuz ve karabiber ilave ederek karıştırıyoruz.İki adet sardalyayı fotoğraftaki biçimde arasına bir miktar hazırladığımız soğanlı karışımdan koyarak üst üste kapatıyoruz. Ardından una bulayıp kızartıyoruz. Roka ,tere ve limonla süsleyip servis yapıyoruz.

Afiyet olsun...